KOLON KANSERİ HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN 6 YANLIŞ!
Ülkemizde hem erkeklerde hem de kadınlarda en çok ölüme neden olan kanser türleri arasında üçüncü sırada yer alan kolon kanseri, sağlıksız beslenme alışkanlıkları ve hareketsizliğin de etkisiyle hızla yaygınlaşırken, tarama programlarının düzenli yaptırılmaması da riski arttırıyor. Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem Altunizade Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, Mart ayı Kolon Kanseri Farkındalık Ayı ve 3 Mart Dünya Kolon Kanseri Farkındalık Günü kapsamında yaptığı açıklamada; kolon kanserinin kolonoskopi ile büyük ölçüde önlenebildiğini vurgularken, kolon kanseri hakkında doğru bilinen bazı yanlışların, hastalığın teşhisini ve tedavisini geciktirdiğini söylüyor. Prof. Dr. Nurdan Tözün, kolon kanseri hakkında toplumda doğru bilinen 6 yanlışı anlattı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
Ülkemizde hem kadınlarda hem de erkeklerde kanserden ölümlerde üçüncü sırada yer alan kolon kanseri, kurallara uyulduğunda önlenebilen ve kolonoskopi sayesinde erken tanı konulduğunda tedavisi yüz güldürücü olan bir kanser türü. Zira kanser yüzde 98 oranında polip zemininde gelişiyor ve kolonoskopi sayesinde poliplerin alınması kanseri önlüyor. Buna karşın özellikle de pandemi sürecinde koronavirüse yakalanma endişesiyle hastanelere gitmeye çekinilmesi ve kolonoskopinin ertelenmesi, kolon kanserine ileri evrede tanı konulmasına yol açabiliyor! Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi İç Hastalıkları Ana Bilim Dalı Başkanı ve Acıbadem Altunizade Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün, Avrupa’da her yıl 375 bin kişinin kolon kanseri tanısı aldığını ve 170 bin kişinin hastalıktan hayatını kaybettiğini belirterek “Kanser taraması programında yer alması gereken 50 yaş ve üstü sağlıklı kişiler ve kolon kanseri tedavisi görüp de kontrol kolonoskopisi yaptıracak olanların önemli bir bölümü, Covid-19 bulaşma korkusu nedeniyle son bir yıldır hastaneye başvurmadılar. Bu da deneyimlerimize ve bazı yayınlara göre ileri evre kolon kanserine rastlama olasılığını artırdı. İtalya’da Bologna Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmada kolon kanseri taramasının 4-6 ay ötelenmesi ileri evre kolon kanserini yüzde 3 oranında artırıyor; 12 ayı aşan bir gecikme ise bu oranı yüzde 7’ ye çıkarıyor. Oysa pandeminin bizi ne zaman terk edeceği meçhul ve koronavirüse karşı çok iyi önlemler alınarak tarama programları kesinlikle aksatılmamalı.” diyor.
Kolon kanseri hakkında doğru bilinen 6 yanlış!
Toplumda kolon kanserine yönelik bazı yanlış inanışlar bulunduğunu söyleyen Prof. Dr. Nurdan Tözün bu yanlış inanışların erken teşhis imkanını önlediğine ve hastalığın ileri evreye ulaşmasına neden olduğunu vurguluyor. Prof. Dr. Nurdan Tözün toplumdaki bu yanlış inanışları ve doğrularını şöyle anlattı;
Makattan kan gelmesi hemoroid hastalığına işaret eder, fazla önemsenmemeli: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Hastaların çoğu kötü bir hastalık çıkacak korkusu ile “Bende hemoroid var, kanama nedeni herhalde odur.” söylemiyle hekime başvurmuyor, komşunun tavsiyesine uyup alternatif tıbba yöneliyor. Bazen de hekim özellikle genç ve kronik kabızlığı olan hastalarda muayenede hemoroid ya da fissür (çatlak) varsa kanamayı bu duruma bağlıyor. Oysa makattan kan gelmesi bir kanserin ya da büyükçe bir polipin habercisi olabilir. Mutlaka ayrıntılı inceleme gerekiyor.
Bu hastalık genetik, benim ailemde kanser yok: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Kanserlerin yüzde 15’i genetik zeminde oluşur. Kişinin birinci derece yakınında kolon kanseri olması ya da ailevi kolon polipozisi bulunması kansere yakalanma riskini artırır. Ancak ailesinde hiç kanser olmayan kişilerde de kalın bağırsak kanseri gelişebilir. Son yayınlarda ailesel olmayan kolon kanserlerinde de tümör dokusunda genetik tarama yapılması öneriliyor.
Uzun süreli kabızlık daha sonra kansere yol açar: YANLIŞ!
DOĞRUSU: Kronik kabızlık ya da hassas bağırsak sendromunun kolon kanserine yol açtığı konusunda bir bilgi yoktur. Ancak kolon kanseri ya da büyükçe bir polip bağırsak boşluğunu daraltacak kadar büyüdüğünde kabızlık, bağırsak tıkanması ya da makattan kanama görülebilir. Bağırsak alışkanlığı bu yönde değişen kişilerin mutlaka bir gastroenteroloğa görünmesi gerekir.
Kolonoskopi çok zor ve sancılı bir işlem, ölümcül bile olabilir! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Kolonoskopi uzman ellerde riski oldukça düşük bir işlemdir. Kolonoskopi esnasında bağırsağın delinmesi ya da kanama 1000’de 1’den azdır. Kolonoskopi öncesi hasta eşlik eden hastalıklar açısından değerlendirilir, ilaçları ayarlanır. (Örneğin; kalp kapağı değiştirilmiş olanlarda antibiyotikler, kan sulandırıcı ilaçlar, anti-diyabetikler vs.), bilinen hastalıklarına ya da vücut yapısına göre bağırsak temizliği yapılır, işlem derin sedasyon (uyku) altında yapıldığı için hasta ağrı duymaz ve işlemde özel durumlar dışında genel anestezi uygulanması gerekmez.
Hiçbir şikayetim yokken neden kolonoskopi yaptırayım ki! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Bir insanın hayatı boyunca kolon kanserine yakalanma riski yüzde 6 gibi hiç de küçümsenmeyecek bir olasılıktır. Yani her 18 kişiden 1’inde kolon kanseri gelişebilir. Kolon polipleri ve kolon kanserine obez kişiler ve sigara içenlerde, düzenli alkol kullananlar, işlenmiş gıda ile beslenenler, ailesinde kolon kanseri olanlar ve egzersiz yapmayanlarda daha sık rastlandığı bilinmektedir. Oysa kolonoskopi ile kolon kanserinden ölüm riski yüzde 45 oranında azalmaktadır.
Kolon kanserini önleyen ilaçlar var! YANLIŞ!
DOĞRUSU: Bu konuda çok çalışılmış olmasına rağmen net bir sonuç yok. Bazı çalışmalarda non steroid antiinflamatuar ilaçlar, kalsiyum, magnezyum, folik asid, B6 ve B12 vitamini, D-vitamini, statinler ve aspirinin kanseri önleyici etkisinden bahsedilse de bu etki geniş serilerde doğrulanmamış. Başka amaçla aspirin kullananlarda belki marjinal bir iyilik elde edilebilir deniliyor. Bu konuda alınacak çok mesafe var. En iyisi sağlıklı ve liften zengin beslenmek, egzersiz yapmak, sigara ve alkolden uzak durmak ve kilo almamak.
Kolon kanserini önlemek mümkün; ama!
Kolon kanseri yüzde 98 oranında polip zemininde gelişiyor ve çapı 15 mm’nin üzerindeki poliplerde kanserleşme 15 mm’nin altındakilere oranla 1.5 misli fazla. Kolonoskopi ile poliplerin alınmasının kanseri önlediğini belirten Prof. Dr. Nurdan Tözün; günümüzde Avrupa ülkelerinin hemen hepsinde çeşitli protokollere dayalı kolon kanseri tarama programları yürütüldüğünü, 2000-2016 yılları arasında 16 Avrupa ülkesinde yapılan bir çalışmada özellikle tarama programını erken başlatan ülkelerde kolorektal kanser sıklığının anlamlı bir şekilde azaldığının bildirildiğini söylüyor. Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Nurdan Tözün kolon kanseri taramalarının nasıl yapıldığını şöyle anlatıyor: “Genelde birçok ülkede tarama yöntemi olarak her yıl ya da iki yılda bir dışkıda gizli kan bakılması kullanılıyor. Bazı ülkeler daha duyarlı ama daha maliyetli bir yöntem olan ve prekanseröz lezyon olan poliplerin alınmasına da imkan sağlayan kolonoskopiyi altın standart olarak kabul ediyor. Günümüz teknolojisi ile erken kolon kanserleri ve polipler yapay zekaya dayalı görüntüleme sistemleri ile daha iyi tanınabiliyor. Her ne kadar kolonoskopi polipleri saptamada altın standart ise de işlemin başarısını; kolonoskopiyi yapan kişinin deneyimi ve işlemde kalite standartlarına uyulmuş olması belirliyor.”
Kimlere tarama yapılmalı?
Covid-19 pandemisinin uzun bir süre daha devam edebileceğini düşünerek hiçbir tarama programını ve kontrolleri aksatmamak gerektini vurgulayan Prof. Dr. Nurdan Tözün, “Bunun için pandemi koşullarında gerekli önlemlere (maske, mesafe, temizlik) uymak ve Covid-19 aşısını olmak gibi tedbirleri alarak; dışkıda gizli kan testi ya da tercihen kolonoskopi işlemini yaptırmak kolon kanserinden korunmada en etkin ve akılcı yol olarak gözüküyor. Peki kimlere tarama yapılmalı?
Genelde tarama yaşı, ortalama risk grubunda olan kişiler için 50 yaş olarak kabul ediliyor. Tarama, hassas yöntemle her 2 yılda bir dışkıda gizli kan bakılarak ve testi pozitif çıkanlara kolonoskopi uygulanarak yapılıyor. Bulgulara göre kolonoskopi 1-3-5 ya da herşey normalse 10 yıl sonra tekrarlanıyor.Taramanın sonlandırma yaşı 75 olarak belirlendiyse de bu süre kişiye göre uzatılabiliyor.
Son yıllarda erken yaş kalın bağırsak kanserinin artış göstermesi üzerine taramaya 45 hatta 40 yaşında başlanması öneriliyor.
Birinci derece yakınında kolon kanseri olan ya da ailevi polipozis sendromlarından biri bulunan kişilerin taranmasına daha erken yaşta başlamak gerekiyor.